Anasayfa » Çevre » MİLAS İKİZKÖY’DE KÖMÜRE KARŞI DERNEK KURULDU

MİLAS İKİZKÖY’DE KÖMÜRE KARŞI DERNEK KURULDU

Milas’ın sorunları bitmeyen köylerinden İkizköy’den, kamuoyuna doğa ve yaşam için soluklu bir mücadelede neler yaptıklarını ve yapacaklarını anlatan çok çarpıcı mesajlar verildi. 

Milas’ta yeni kurulan “Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme Ve Dayanışma Derneği” adına başkan Hasan Yorulmaz ve İkizköy Çevre Komitesi adına Nejla Işık yaptıkları basın açıklamasında “İnsan onuruna yakışır bir yaşam için yan yana geldik, dernek kurduk: Maalesef bizim Milas İkizköy’de yaşadığımız çevre katliamları ne ilk ne de son. Bunun uzun soluklu bir mücadele olduğunu bilerek, yasal haklarımızdan eksiksiz yararlanabilmek, birlikten doğacak gücümüzle doğa ve yaşam mücadelemizi sürdürebilmek için, İkizköy Çevre Komitemizin ardından bir de, “Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme Ve Dayanışma Derneği” adı altında bir araya geldik. ” diyerek, bugüne kadar yaşadıklarını “faaliyet raporu” olarak  kamuoyu ile paylaştılar:

İKİZKÖY DİRENİYOR / 2020 FAALİYET RAPORU – BASIN DUYURUSU

BASINA VE KAMUOYUNA

1 ŞUBAT 2021

İkizköy, Milas, Muğla

40 YILDIR KÖMÜRÜN GÖLGESİNDE YAŞAMAYA MAHKUM EDİLMİŞ MİLAS İKİZKÖY  HALKININ 2020 YILI FAALİYET RAPORU

Muğla Milas’taki Yeniköy ve Kemerköy kömürlü termik santralleri ile devasa linyit madeni ocaklarını işleten ve bir LİMAK-IC İÇTAŞ ortaklığı olan YK Enerji 2020 yılı faaliyet raporunu kamuoyuna duyurmuş. Tamamı AA ve DHA gibi ulusal haber ajanslarında ve yerel basında yer alan açıklamada şirket “insan hayatını ve doğayı ön plana alarak” kömürden elektrik ürettiğini iddia etmiş.

Biz de Milas İkizköy Halkı olarak 2020’de boş durmadık. Doğaya zarar vermeyen insanca bir yaşam kurabilmek için canla başla mücadele ettik.

  • İkizköy’ün suyu için mücadele ettik. Özelleştirme ile yöremizdeki baraj ve yeraltı sularının kullanım hakkını da devletten alan Şirket; bizleri covid-19 salgınının ve kurak yaz günlerinin ortasında defalarca bir hafta 10 gün sürelerle susuz bıraktı. Santralin deposu %90 dolmadan köyümüze su veren hattın vanasını açmadı. Depoyla köy arasındaki 2,5 km’lik taşıma hattındaki sık sık patlayan boruları değiştirmeyip işkenceyi uzattı. Biz de “su hakkı yaşam hakkıdır” diye yola çıktık; yapılan adaletsizliği, hukuksuzluğu kamuoyuna duyurduk; yetkilileri göreve çağırdık. Şirket şimdilik geri adım atmış olsa da, su sorunumuz hala adil ve kalıcı biçimde çözülmedi. Suyumuzu bir kamu hizmeti olarak, doğrudan ilgili kamu kuruluşu olan belediyenin tesislerinden alıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.
  • 2017 yılında, kömür madeni için kamulaştırılan Işıkdere mahallemizde kalmış yüzlerce zeytin ağacına sahip çıktık. Zeytin Kanununa göre sahibi bile olsanız zeytin ağacını kesemezsiniz. Evet biz bunu belki yeni öğrendik. Ama öğrenir öğrenmez de, Şirket’in karşısına dikilip zeytin ağaçlarını bilgisizliğimizi ve ekonomik zorluklarımızı kullanarak Kanuna aykırı biçimde köylümüze kestirme çabalarını boşa çıkardık. Bundan sonra da tek tek tüm ata yadigarı zeytin ağaçlarımıza sahip çıkacağız. Ayrıca Şirket’in iddia ettiği gibi;

*Maden alanından sökülüp başka yerde yeniden dikilen ve zeytin veren tek bir zeytin ağacı görmedik.

* Şirket’ten bir litre zeytinyağı alıp yemedik; yiyen tek bir köylüye de rastlamadık.

* Termiğin, madenin tozu yüzünden eskiden 4-5 ton yağı olan şimdi ancak 300-400 kg yağ veren zeytinimize yine de gözümüz gibi baktık. Elimizde kalan topraklarımızda kendi yağımızı kendimiz ürettik.

 

  • Ormanlarımız için yıl boyu nöbetteydik. Yeniköy linyit sahası tam 40 yıldır ÇED’siz, kamuoyuna bilgi verilmeden genişlemeye devam ediyor. Bugün uzunluğu 15 km’ye ulaşmış bir yarık Milas’ın değerli orman ekosistemini parçalamış durumda. Şirket’in diktiğini iddia ettiği 300 bin fidan da bu cascavlak bırakılmış dağlarımızda görülmüyor. Ama artık İkizköy halkı olarak, 2 yıldır tetikteyiz; kulağımız gece gündüz testere sesinde. Kâh imza kampanyası ve dilekçelerimizle, kâh testerelerin önünde durarak, bugüne kadar tam 600 dönümlük yaşlı ve doğal bir kızılçam orman alanını kesilmekten kurtardık. Bundan sonra da tek bir ağacımızın canına zarar gelmesin, tek bir baştankaramız ve oklu kirpimiz yuvasız kalmasın, 1 santim orman toprağımız yok olmasın diye mücadeleye devam edeceğiz.
  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ÇED davası açtık: Milas’ta kömür çıkarmak için toprağa ilk kazma 1979’da vuruldu. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirleten santraller 1986’dan beri çalıştırılıyor. Bu işletmelerin hiçbirinin çevresel etkileri kamu tarafından değerlendirilmedi. Keyfi biçimde genişletilen maden ocakları ve yıllarca arıtma tesisleri olmadan çalıştırılan, şimdi de kapasitesi arttırılan termik santrallere neden ÇED uygulamıyorsunuz, neden doğamızda, insan sağlığında, tarımımızda yarattığı yıkıcı etkileri tespit edip önlem almıyorsunuz demenin vakti çoktan geçmişti. Aralık 2020’de Çevre Bakanlığı’na Yeniköy Kemerköy AŞ’ye ait maden işletmelerine ve santrallere entegre ÇED uygulayın diye dava açtık. Kamu kurumları görevlerini yapıncaya, Şirketin çevre suçları hukuki olarak da ortaya çıkarılıncaya kadar takipçisi olacağız.
  • Onurumuzla yaşamak için ektik, biçtik, zanaatımızı yaptık; ürettik: Milas bereketli toprakları, değerli su varlıkları, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile üreteni aç bırakmayan bir yurttur. Ancak 40 yıldır toprakları ve evleri ellerinden alınan köylüler olarak kömür işletmelerinde, madende ve santralde çalışmak zorunda kaldığımız da doğrudur. Şirket, sizi topraksız bırakıp ucuz işçi olarak köleleştirmek için elinden geleni yapar; keyfine göre işe alır, keyfine göre çıkarır. Sonra da bunu gururla faaliyet raporuna koyar. Ama biz sadaka gibi güvencesiz işler değil emeğimizle üretmek ve insan onuruna yakışır bir yaşam sürmek istiyoruz. Çevre için mücadelemizle insanca yaşam mücadelemizin bir olduğunu biliyoruz.
  • İnsan onuruna yakışır bir yaşam için yan yana geldik, dernek kurduk: Maalesef bizim Milas İkizköy’de yaşadığımız çevre katliamları ne ilk ne de son. Bunun uzun soluklu bir mücadele olduğunu bilerek, yasal haklarımızdan eksiksiz yararlanabilmek, birlikten doğacak gücümüzle doğa ve yaşam mücadelemizi sürdürebilmek için, İkizköy Çevre Komitemizin ardından bir de, “KARADAM KARACAHİSAR MAHALLELERİ DOĞAYI DOĞAL HAYATI KORUMA GÜZELLEŞTİRME VE DAYANIŞMA DERNEĞİ” adı altında bir araya geldik.                                                      Hepimize, doğamıza ve mücadelemize hayırlı olsun.

Ne diyordu Edip Cansever :

‘İnsan yaşadığı yere benzer

O yerin suyuna , toprağına benzer

dağlarının , tepelerinin eğimine

suyunda yüzen balığa benzer.’

Biz de bu dağlara, bu derelere, bu ormanlara, bu ağaçlara benziyoruz… kendimizden ve köyümüzden

vazgeçmeyeceğiz, toprağımızı, tarihimizi, anılarımızı, kültürümüzü terk etmeyeceğiz.

Kamuoyuna, kardeş yaşam/doğa savunucularına ve tüm duyarlı insanlarımıza saygıyla duyururuz!

İKİZKÖY ÇEVRE KOMİTESİ VE KARADAM KARACAHİSAR MAHALLELERİ DOĞAYI DOĞAL HAYATI KORUMA

GÜZELLEŞTİRME VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (KARDOK)

———-

 

İkizköy Direniyor Sosyal Medya Hesapları

https://www.facebook.com/ikizkoy.direniyor

https://www.facebook.com/groups/ikizkoydireniyor @ikizkoydireniyo ikizkoy.direniyor

 

 

Paylaş