Anasayfa » Çevre » EVET…BODRUM KALESİ BİR DÜNYA MİRASIDIR

EVET…BODRUM KALESİ BİR DÜNYA MİRASIDIR

Unesco’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne Türkiye’den 10 Yeni Yer Dahil Edildi. Bodrum Kalesi’de Listeye Girdi.

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne Sultan II. Bayezid Külliyesi (Edirne) Bodrum Kalesi (Muğla), Sivrihisar Ulu Camisi(Eskişehir), Hacı Bayram Cami ve çevresindeki tarihi alanlar (Ankara), Nuruosmaniye Külliyesi (İstanbul), Malabadi Köprüsü (Diyarbakır), Van Kalesi (Van), Kibyra Antik Kenti (Burdur), Yivli Minare (Antalya), Kızılırmak Deltası kuş cenneti (Samsun) kayıt edildi.

Yeni eklenen alanlarla birlikte Türkiye’den UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde 70 yer bulunuyor. Türkiye 70 alanıyla dünyada geçici listede en fazla doğal ve kültürel miras alanı olan ülke konumunda bulunuyor. Kültürel ve doğal miras alanlarının geçici listeye alınmadan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne önerilmesi mümkün olmuyor. Yeni kaydedilen alanlarla birlikte 70 doğal ve kültürel alanın önümüzdeki yıllarda kalıcı listeye girme şansı doğdu.

2016 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kaydedilen Türkiye’nin doğal ve kültürel alanları şunlar;

1- Sultan II. Bayezid Külliyesi (Edirne)
Osmanlı İmparatorluğu’nun 2. Başkenti durumundaki Edirne’yi bir darruşifaya kavuşturmak amacıyla temeli 1484 yılında atılan ve 4 yıl gibi kısa bir sürede bitirilerek 1488 yılında hizmete açılan bu külliyenin kurucusu Fatih Sultan Mehmet’in oğlu ve II. Bayezid’tir.
Külliyedeki diğer üniteler hastane hizmetini doğrudan veya dolaylı olarak tamamlayan sosyal, kültürel ve dini nitelikteki yapılardır. Tüm birimlerin aynı amaca yönelik hizmetleri döneminin sağlık ve sosyal yardım anlayışını yansıtmaktadır.
Bu geniş yapıların 4 yıl gibi çok kısa bir sürede bitirilmesi ise imparatorluğun teknik ve ekonomik gücünün bir göstergesidir. Sitenin mimarının Hayrettin olduğuna dair yaygın bir görüş vardır. Ancak bu görüş bugün kesin tarihi belgelerle güçlendirilmemiştir. Bazı araştırmacılar site mimarının Yakup Şah Bin Sultan Şah olduğunu ileri sürüyorlar.

2- Bodrum Kalesi (Muğla)
bodrum-kalesi-unesco-listesindeBodrum Kalesi Saint John Şövalyeleri tarafından Zephyiria diye bilinen eskiden ada ancak günümüzde yarımada olan bölgeye inşa edilmiştir. 15. yüzyılın başlarında Saint John Şövalyeleri tarafından yapılan ve 120 yıl hükmedilen kale, 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele geçirilmiştir.Osmanlı döneminde bu kale küçük bir garnizon olarak kullanılmış ve daha sonra 1895’te 1. Dünya Savaşı’nda hapishaneye dönüştürülmüştür. Kale 26 Mayıs 1915’te Fransız donanma gemileri tarafından bombalanarak ağır hasar görünce boşaltıldı. Daha sonra İtalyanlar Bodrum’u işgal ettiğinde burayı bir karargah olarak kullanmışlardır. 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk öncülüğündeki Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasıyla İtalyan askerleri buradan dağıtılmıştır. 2. Dünya Savaşı’nda yine bir karargah olarak kullanıldıysa da savaşın sonunda tahliye edilmiştir. Kale bugün Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermekte.

3- Sivrihisar Ulu Camisi (Eskişehir)
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde inşa edilen Sivrihisar Ulu Camii, Selçuklu döneminden günümüze ulaşan Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerin nadir örneklerinden biridir. 1231 – 1232 yıllarında Sivrihisarlı kadı Leşker Emir Celâleddin Ali Bey tarafından yaptırılan cami, bugünkü görünümüne 1274 tarihinde Mikail bin Abdullah tarafından kavuşmuştur. Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, İstanbul’un ilk Kadısı Hızır Bey ise bu camiyi 1440 yılında tamir ettirmiştir.
Yapının çatısını 67 adet ahşap direk taşımaktadır. Bu direklerin 19 tanesinin üzerinde mermer sütün başlığı vardır. Direklerden altı tanesinin üst bölümleri rozet, palmet, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. Direkler üzerinde Bizans dönemine ait başlıklar da kullanılmıştır. Kalın direklerden dört tanesi zamanın özgün ağaç oymacılığı ile işlenmiş olup, bu direklerin alt ve üst tarafında mermerden oyma işçiliği uygulanmış sütun başlıkları vardır. Minberi ise bir sanat şaheseridir. El işçiliği Horasanlı İbn-i Mehmet tarafından, geçme yöntemiyle ceviz ağacından yapılmıştır. Minber, 1924 yılında yanan Kılıç mescid camiinden getirtilmiştir. Anadolu Selçuklularının en dikkate değer minberlerindendir.

4- Hacı Bayram Cami ve çevresindeki tarihi alanlar (Ankara)
Ankara Ulus’ta bulunan Hacı Bayram Camii 1427/1428 yıllarında inşa edilmiştir. Günümüzde hala Ankara’nın en önemli camilerinden olan bu camii, 18. yüzyılda büyük bir onarım geçirmiş ve görünüm olarak bu dönemin camilerine benzetilmiştir.
Geçici listeye alınan bölgenin merkezinde yer alan Hacı Bayram Camii ve İmparator Augustus Tapınağı’nın yanısıra, Osmanlı ve erken cumhuriyet dönemlerini kapsayan geleneksel yapılar da bulunmaktadır. Bölge, MÖ. 8. yüzyıldan itibaren Ankara’nın akropolü görevini görmüştür.

5- Nuruosmaniye Külliyesi (İstanbul)
İstanbul Fatih’te yer alan Nuruosmaniye Külliyesi, 1748-1755 yıllarında inşa edilmiştir. Osmanlı’da batılılaşma eğilimleriyle beraber İstanbul’da inşa edilen ilk barok özellikli camidir. Külliye, cami ile birlikte medrese, imarethane, kütüphane, türbe, çeşme ve sebilden oluşmaktadır. Kubbe kemerlerinin bitiminde Fetih Suresi yazılıdır. Kubbede ise Kâtip Ahmed Efendi tarafından yazılan En-Nur Suresi’nin 35. Ayeti yer alır: “Allah, göklerin ve yerin nurudur.”

6- Malabadi Köprüsü (Diyarbakır)
Diyarbakır-Batman arasında Batman Çayı üzerinde yer alan köprünün üzerindeki kitabeden anlaşıldığı üzere 1147-1148 tarihinde Artukoğullarından Timurtaş tarafından yaptırılmıştır. Plan itibariyle farklı uzunluklarda, kırık hatlar halinde, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Üstü eğimli, merkezi tek açıklıklı olan köprü üç bölümden oluşur. Ana yapı malzemesi sarı kalker taştır. Köprü kemerinin her iki yanında kışın soğuğundan ve yazın sıcağından korunmak ve köprünün güvenliğini sağlamak için iki oda bulunmaktadır.

Batman Suyu’nu aşmak için yapılan bu köprü, sadece geçiş amaçlı değil, aynı zamanda bu yol üzerinde seyahat eden yolcuların dinlenebilecekleri ya da konaklayabilecekleri bir yapıdır.

7- Van Kalesi (Van)
Urartu Krallığı tarafından yaptırılan ve Urartuların başkenti olan Tuşpa’yı kuş bakışı gören Van Kalesi merkeze 5 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Yaklaşık olarak 250 yıl Doğu Anadolu Bölgesi’nde egemenlik süren kale, Tuşpa adıyla uzun süre Urartu Devleti’nin başkentliğini yapmıştır ve Urartu kralı I. Sarduri tarafından MÖ. 840-825 tarihleri arasında inşa edilmiştir. Dünyadaki sayılı eski yapılardan biri olan Van Kalesi, aradan 3000 yıl kadar bir zaman geçmiş olmasına rağmen bugün büyük kısmıyla hala ayakta durmaktadır. Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir. Kalenin girişi kuzey batı uç kısmındadır. Bunun hemen batısında 47 m. uzunluğunda, 13 m. genişliğinde ve 4 m. geniş dikdörtgen planlı Sardur (Madır) Burcu bulunur. Burcun taşları üzerinde I. Sardur tarafından Asur diliyle yazdırılan yazıt Urartu krallığı başken Tuşpa’nın yazılı belgesini oluşturmaktadır.

8- Kibyra Antik Kenti (Burdur)
Miliaslı kolonistlerce MÖ. 300’lerde Pisidia-Karya-Frigya ve Likya arasında, bugünkü Gölhisar ilçesinde kurulmuş köklü bir devlet geleneğine sahip Kibyra Antik Kenti, stadyumu, meclis binası, agorası (meydan) ile dünyanın en önemli antik kentlerinden biri olarak gösteriliyor.
MÖ 1. yüzyıldan itibaren stadyumunda gladyatörlere gösteri yaptırılan antik kentteki kazılarda üzerinde gösteri dövüşlerinin canlandırıldığı çok sayıda gladyatör frizleri bulundu. “Gladyatörler kenti” olarak da bilinen kentin stadyumuna doğru nekropol alanından geçen anıtsal bir yol üzerinde gladyatörlere ait mezarlar bulunuyor.
Bu bölgede gladyatör frizlerinin bir film şeridi gibi yan yana sergilenmiş hali, devamında vahşi hayvanlarla mücadele edilen av sahneleri ve hayvan terbiyecilerinin betimlendiği MS 2. yüzyıla ait frizler yer alıyor.

9- Yivli Minare (Antalya)
Yivli Minare Antalya’daki ilk islam yapılarındandır. 13. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kaidesi kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır. 8 yivlidir. Minare günümüzde Antalya kentinin sembolü durumuna gelmiştir. Yüksekliği 38 m. olup 90 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır. Yivli Minare Camii, Yivli Minare’nin hemen batısındadır. Anadolu çok kubbeli camii türünün en eski örneğidir. Yarım küre şeklinde 6 adet kubbe ile örtülüdür. 1372 yılında Balaban Tavşi’ye yaptırılmıştır. Yapısında diğer elemanların yanı sıra antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir. Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Atabey Armağan tarafından 1239 tarihinde, Gıyaseddin Keyhüsrev adına yaptırılmıştır. Bu eserin kapısının karşısında bir 13. yüzyıl yapıtı olduğu sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır.

10- Kızılırmak Deltası kuş cenneti (Samsun)
Samsun’da Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçeleri sınırlarındadır. 56.000 hektarlık alanıyla Türkiye’nin en büyük deltalarındandır.Delta özelliğini kaybetmemiş Karadeniz kıyısında bulunan tek sulak alandır. Alanın 22.000 hektarı 1998 yılında Ramsar alanı ilan edilmiştir. 5174 hektarı Yaban hayatı geliştirme sahası ilan edilmiştir. Delta alanında; deniz, göl, nehir, bataklık, sazlık, orman, kumul, çayır, mera ve tarım alanı habitatları bir arada bulunur. Besin maddelerinin çokluğu ve iklimin uygun olması biyoçeşitliliği zenginleştirmiştir. Kuş cenneti olarak adlandırılan bölge, Kızılırmak Deltası’nın Karadeniz sahilinde doğal özelliklerini koruyabilmiş en büyük sulak alanıdır.. Türkiye’de bulunan 420 kuş türünden, 340 kuş türü burada görülmüştür ve bu türlerin 140 tanesi bu alanda üremektedir. Tüm dünyada ise nesli tehlike altında olan 24 kuş türünden, 15 tanesi burada tespit edilmiştir. Bunlardan Büyük Deniz Düdükçünü, Kuzey incikuşu, Küçük Kirazkuşu ve Ak Kirazkuşu son 20 yıldır sadece Kızılırmak Deltası’nda görülmüştür.

Paylaş