Anasayfa » Çevre » KALKAVAN “BODRUM’DAN BİR YAZI İLE BAŞLADI, DATÇA’YA YAYILDI”
?????????????????????????????????????????????????????????

KALKAVAN “BODRUM’DAN BİR YAZI İLE BAŞLADI, DATÇA’YA YAYILDI”

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ile bazı yönetim kurulu üyeleri ile,  TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete  denizcilik sektörünün temsilcileri ile Bodrum’da yapılan iki ayrı toplantıda bir araya geldi.

İçmeler Mevkii’ndeki Ağanlar Tersanesi’nde sabah yapılan toplantıda, Mavi yolculuğun dünyaya tanıtılması projesi ile ilgili soruya  Kalkavan, “Mavi Yolculuk Projesi için ön araştırma yaptırdık. Büyük projenin büyük boyutu var. Proje çok yüksek rakamlara çıkıyor. Mavi yolculuk gerçekten Türkiye‘nin turizmde tanıtma projelerinden birisi olabilir” dedi. Kalkavan, İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın Nisan ayında yapılacak seçimlerinde de aday olduğunu da sözlerine ekledi.

“Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi Anonim Şirketi” projesi heba oldu.

Lvzz Otelde düzenlenen toplantının ikinci bölümünde ise,  yatçıların atıksuların toplanmasının hala sorun olarak devam ettiğini ve bunun için özellikle karada atık toplama tesislerinin olmadığını ve çözüm beklediklerini ifade etmeleri üzerine  Metin Kalkavan, Deniz Ticaret Odası’nın 2017 Mayıs ayında denizlerin temiz tutulmasını sağlamak adına “Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi Anonim Şirketi” adında bir şirket kurduklarını ve bunun kamuoyuna yansıması sonucu şirketin projesinin  rafa kalktığını söyledi. Kalkavan  “Geçtiğimiz yıl bu aylarda başladığımız bir konuşmayla Kıyı Yapı A.Ş. diye bir firma kurduk. Deniz Ticaret Odası’nın yüzde yüz sahipliğinde olan bir firma kurduk ve Çevre Bakanlığı ile anlaştık. 17 Mayıs’ta Muğla Çevre Vakfı üzerinden devir protokolü yaparak 84 koyun yönetimini biz alacaktık. Bu yönetimi almakla o atık alım yerlerinin tespiti ve yapılması, teknelerin yapılmasını 32 milyonla 3 yıllık anlaştığımız büyük bir projeydi. Cebimizden de para verecektik. Amacımız prosedürü hızlandırıp atık alım yerlerinin yapımını bir an önce hızlandırıp teknelerin yapılmasını sağlamaktı.”

“Birisi sicilden öğrenmiş”

Kalkavan sözlerini “Birisi sicilden öğrenmiş, bunlar götürüyor, iktidar yanlılarına aktarıyorlar diye bilinmeden bir propaganda yapıldı. Halbuki yüzde yüz Deniz Ticaret Odası’na ait bir şirketti. Biz Deniz Ticaret Odası’ndan para almayız, üzerine emek ve para veririz. Maalesef almaya gittiğimizde ‘ihaleye çıksın öyle verelim, başbakanımız böyle dedi, şu bu’ deyince biz ihaleden çekildik. İhale yoluyla zaten alamayız. Bu konuda kimle rekabet edeceğiz ki. O büyük proje rafa kalktı. Şimdi tekrar çevre bakanlığı ile konuşuyoruz. Önce kara atık alım tesislerinin yerlerinin belirlenmesi lazım. Bu Gökova Körfezi’nde 5 yerde olması lazım. Şöyle de bir projemiz vardı; ortada bir tane bin bin 500 tonluk tanker tutalım, ona gelsinler bassınlar. Ama toplumumuzun şöyle kötü bir şeyi var; kendisi dışında herkesi hırsız ve hasta görüyor. Halbuki olmayabilir. O proje zannedersem internet ortamına atılan Bodrum’dan bir yazı ile başladı, sonra Datça’ya yayıldı. Ardından da büyük projeyi heba ettik, gitti. Gene de bıkmadan uğraşıyoruz. Çevre Bakanlığı genel müdürümüzle anlaştık, tesislerin yerlerini belirleyeceğiz.” şeklinde tamamladı.

Kalkavan’ın bahse konu ettiği haber sitemizde yayınlanmış, Datça’da da Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) toplantısında ele alınmıştı.

Mustafa Demiröz  “Neden Bodrum Dto’nun haberi olmadı?

Bodrum Denizciler Derneği Başkanı ve MUÇEP üyesi Mustafa Demiröz’ün  kurulan şirket ve proje ile ilgili olarak “denizciler olarak bizlerin de haberi basın aracılığı ile oldu. Bodrum Deniz Ticaret Odası da konuyu bilmiyordu. Neden gizlediniz” şeklindeki sorusuna ise Kalkavan “Oradaki stratejimiz şuydu; insanları tanıdığımız için dedik ki, burada 84 ile  100 küsür tane yer var. Kiralık yerler, koylar, iskeleler. Önce başkanlarımızı almadık içeriye. O kişilerden uzak tuttuk ki onu kiralamayı düşünen kişiler gelip baskı yapıp “bana orayı ver” şeklinde bir kavga başlayacaktı. Bu sosyal bir projeydi.  Oralara dokunmadan, sadece standartlarını arttırmaktı amacımız. Bunu saklı tuttuk ki, her taraftan kişisel menfaatlerin baskısını engelleyelim diye. Bizler çok değerli olan bu yerlere de talip değildik. Fakat birden götürücü konuma düştük. ” şeklinde cevaplarken,  Deniz Ticaret Odası (İMEAK) Yönetim kurulu üyesi ve Deniz Turizmi Temsilcisi Faruk Okuyucu, Deniz Ticaret Odası olarak denizlerdeki bu işlere uzman olarak kendilerinin talip olduğunu,  şirketin kurulduğu tarihten kısa bir süre önce  göreve yeni gelen Çevre Bakanı’nın aldığı “Muğla bölgesindeki 12 tane koruma alanı, plaj, vesaire diğer alanları size veriyorum. Bunun içinde kiracıları var. Temizliğini, bakımını, kıyı yönetimini siz yapın ” Kararıyla bir anda projeyi  kucaklarında bulduklarını söyledi. Okuyucu “Onlar işletmesini bize vermeyi teklif etti. Artık dünyada özel koruma alanları, çevre alanları vakıf ve dernekler ihaleye çıkarmadan işletiliyor. Çünkü buralara turizmde çok büyük kullanma baskısı var. Nitekim Türkiye’de görüyorsanız bir ailenin sahile gidip de bir masa açayım dinleneyim gibi bir lüksü kalmadı. Bu baskının üstesinden gelebilmek için gelişmiş ülkelerde kıyı yönetiminde artık anonim şirketler kullanıyor. Devlet yönetiminde kar payı dağıtmayan, kar amacı gütmeyen, buraları işleten, elde ettikleri cüzi karları da buraların bakımı, korunması, sürdürülebilmesine harcayan bir model var. Biz bu modeli Tuncay hocamdan büyük ölçüde aldık. Bu model Amerika’da, İngiltere’de, Yeni Zellanda  ve Avustralya’nın bazı yerlerinde uygulanıyor. Gizliliği nedeni şuydu; başkanımın dediği gibi çok taş koyacak şeyler var. Bitsin, sözleşmeyi yapalım, Ondan sonra açıklayalım gibi. Meselenin belli bir aşamasında Muğla’daki şube başkanlarımıza da ayrıca söyledik. Yönetim şöyle olacaktı; Muğla’da her ilçede danışma kurulları kurarak öğretim üyeleri, çevreci kuruluşlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin içinde olduğu bir heyet oluşturulacak, hep beraber yönetilecektik.  Tam sizlere anlatmak üzereyken bu olay patladı. Ertesi gün sözleşme imzalayacaktık, sözleşme ertesinde de tüm ilçelerimizde hep beraber tanıtma ve anlatma toplantıları yapacaktık. Ama sonundaki küçük bir olay işi bozdu, bakanlık vazgeçti. Buraların çok akıllı bir yönetim ile yönetilmesi lazım. Koyların işletilmesi değil ama temizlik, arıtma, katı alım gibi işlere hala talibiz. Tabii ki sizlerin görüşlerini alacağız.” Dedi.

 

 

Paylaş

Bir yorum

  1. Ayse Kirikoglu

    Bodrum ve cevresi, ulke geneline gore cok duyarli bir goc almis durumda.Umarim yazilari yenerler.