Anasayfa » Çevre » MUÇEP’TEN TÜRKİYE’YE TARİHİ ÇAĞRI “GELİN, DOĞAMIZ İÇİN EL ELE, OMUZ OMUZA VERELİM”

MUÇEP’TEN TÜRKİYE’YE TARİHİ ÇAĞRI “GELİN, DOĞAMIZ İÇİN EL ELE, OMUZ OMUZA VERELİM”

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ülke genelinde tüm çevreci kuruluşlara ve vatandaşlara bir çağrıda bulunarak, “Türkiye’nin doğasını sit alanlarını birlikte koruyalım” dedi.

https://penceretv.com/guncel/mucepten-turkiyeye-tarihi-cagri-gelin-dogamiz-icin-el-ele-omuz-omuza-verelim-18843h

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ülke genelinde tüm çevreci kuruluşlara ve vatandaşlara bir çağrıda bulunarak, “Türkiye’nin doğasını sit alanlarını birlikte koruyalım” dedi.

Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü, “sözde canlıların yaşam haklarını korumak, doğal güzelliklerin talan edilmesini õnlemek”  amacıyla 22 bölgede Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel raporları hazırlamıştı.

Bu raporları devlet sırrı gibi saklayan ve kamuoyuna açıklamayan bakanlık, Muğla Çevre Platformu’nun davacı olması üzerine Muğla ile ilgili raporu mahkemeye sunmak zorunda kalmıştı.

Raporu inceleyen MUÇEP gönülleri, “doğayı korumak bir yana asıl amacın kullanmak”  olduğunu belirterek, “ülke genelinde bu gidişata dur denilmezse, sit alanlarını bir bir kaybedeceğiz, doğa parsel parsel ranta açılacak” dediler.

Muğla Çevre Platformu’nun Türkiye geneline yaptığı çağrı şöyle.

*Bütün ülkeyi kapsayan, toplamı 22 adet olan ve Sayıştay tarafından da usulsüzlükleri ortaya konulmuş  doğal sit kararlarının dayanağı raporların iptal edilmesini,

*Bu raporlara dayanarak sit alanı kararı alınmamasını, raporların bilimsel ve korumacı bir anlayışla ve katılımcılığın sağlanarak  yeniden düzenlenmesini,

*Bu taleblerimizin hep birlikte dile getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, 22 bölgede ihale sonucunda düzenlenen raporlar bütün ülkenin doğası ve en çok korunması gereken ortak varlıklarımız, geleceğimizle ilgili.

Doğal Sit Alanlarına ilişkin olarak hazırlanan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik kapsamında Bakanlıkça ve kamu personeli tarafından hazırlanması gerekirken, yönetmeliğe aykırı şekilde 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Çerçevesinde Hizmet Alımı Yöntemiyle, adeta amacı açık eder şekilde bir gayrimenkul şirketine hazırlattırılmış ve raporlar Bakanlıkça oluşturulan araştırma ekipleri tarafından  gerçekleştirilmemiştir.

İhale yapılan her bir bölge için sit alanı kararlarının dayanağı raporun iptal edilmesi yönünde yazılı bir talepte bulunulması ve bu talebin reddedilmesi halinde red işlemine karşı dava yoluna başvurulmasının uygun olacağını düşünüyoruz.

Sayıştay’ın 2019 Yılı Denetleme Raporu, MUÇEP’in Muğla için hazırlanan Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma raporları ile ilgili yaptığı değerlendirme ve saptamaları doğrulamaktadır.

Bunlardan bazıları şöyle;

– Bilimsel Raporların Korunan Alanların Yönetmelik kapsamında Bakanlıkça ve kamu personeli tarafından hazırlanması gerekirken, adeta amacı açık eder şekilde bir gayrımenkul şirketine hazırlattırılmıştır.

Raporlarda statü değişikliklerine, düşürmeye dayanak olacak bilimsel gerekçeler ortaya konulmamıştır. Gökova raporunun Muğla Bölge Komisyonu’nun Bakanlıkça onaylanan kararına uygun biçimde yeni bir bilimsel çalışmaya dayanmadan revize edilmesi örnektir, Kararın bilimsel temelli rapora dayanması gerekirken, tersine Rapor idari karara göre revize edilmiştir. Bu da raporun bilimsel veri ve esaslara dayandığı kabulünü geçersiz hale getirmektedir.

– Raporlar bilimsellik iddiasına karşın hem bilimsel hem de metodolojik anlamda birçok eksiklikler taşımakta, biyolojik çeşitliliği koruma önceliği ile hazırlanmadığı görülmektedir. Doğal eşikler koruma dışına çıkarmak için dikkate alınmış bilimsellik kisvesi altında doğaya sayılarla ölçülen tek tip bir elbise giydirilmeye çalışılmıştır. Raporlar, halkın katılımının sağlanmadığı, şeffaf ve katılımcı olmayan hazırlanış şekli ile Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğin korunması yönünde taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmeyi de ihlal etmektedir.

– Arazi çalışması yapılmamış, farklı projelerde aynı kişiler çalışmalara katılmadan usulsüz şekilde raporları imzalamıştır. ÇŞB’nin desteği ile yapılan önceki bir çok bilimsel araştırma dikkate alınmamış bulunduğu bilinen flora-fauna ve endemik türler bu “bilim insanlarınca” görülmemiştir! Raporlarda Sayıştay’ca da bilimsel etikle bağdaşmayan, teknik şartnameye aykırı, intihal denebilecek, kamuyu ve devleti kandırmaya yönelik somut uygulamalar tespit edilmiştir.

– Raporların hazırlanış sürecinde belirlenen yerel mevzuatla ve uluslararası sözleşmelerle çelişen birçok noktanın bulunması, Raporları hukuki anlamda da kabul edilemez kılmaktadır. Raporlara dayandırılan doğal sit alanı değişiklikleri sonucunda korunan alanların daha fazla insan baskısı altına gireceği ve ileride telafisi mümkün olmayan ekolojik kayıplara neden olacağı açıktır.

Sayıştay Raporunda belirtilen bulgular,, ülke genelinde hazırlatılan tüm Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarını kapsadığından, ülke genelinde hazırlatılan Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının kabullerinin ve onlara bağlı olarak Doğal Sit Alanlarında yapılan statü değişikliklerinin de tümden iptal edilmesini, bu raporlara dayanarak yeni doğal sit alanı kararları alınmamasını, kullanma değil koruma öncelikli düzenlemeler yapılmasını, hep birlikte talep etmeliyiz.

Biyoçeşitliliğin hızla azaldığı, ormansızlaşmanın hızlandığı, ekolojik krizin kendisini her zamankinden çok hissettirdiği ve yaşam ortamlarını tahrip ettiğimiz canlılardan bulaşan virüslerle hayatımızın keskin bir biçimde değiştiği bir dönemde doğal alanların nitel ya da nicel hiçbir gerekçeyle koruma derecesinin düşürülmesine izin verilmesi kabul edilemez. Bütün çabaların var olanın korunmasının ötesinde, doğanın kendisini olabildiği ölçüde yenilemesine, onarmasına olanak verecek düzenlemeler yapılması yönünde olması elzemdir.

SÖZDE BİLİMSEL RAPORLARLA SİT ALANLARININ RANTA AÇILMASINA KARŞI ORTAK MÜCADELE ŞART

Bu tespitten yola çıkarak,  MUÇEP olarak, bilimsel olduğu iddia edilen raporlarla bu saldırıların meşru kılınmak istendiğine dikkat çekiyoruz. Bilimsel olduğu iddia edilen bu raporlara itirazların tüm Türkiye’de ayrı ayrı dillendirilmesi yerine mümkün mertebe ortaklaştırılmasını ve yürütülecek mücadelenin hep birlikte yapılması gerektiğini söylüyoruz. Dolayısıyla tüm yurt sathında oluşturulmuş, 22 bilimsel raporun iptali talebinin bütün ülkede güçlü bir biçimde dile getirilmesini ve harekete geçilmesinin önemine işaret ediyoruz…

Türkiye’nin doğasını, sit alanlarını hep birlikte koruyalım!

Paylaş