Anasayfa » Çevre » YATAĞAN TURGUT KÖYÜ’NDE NELER OLUYOR?

YATAĞAN TURGUT KÖYÜ’NDE NELER OLUYOR?

Yatağan Termik Santrali etkileşim sahasında bulunan Turgut Köyü’nde bazı parseller kömür havzasında kaldığı için  istimlak edilecek. Köylüler, “ya satarsınız ya da acele kamulaştırma ile elinizden alınır” tavrına karşılık, “Kömüre Hayır” “Doğa Katliamına Son” diyerek, 19 Mayıs’ta bilgilendirme toplantısı yapıyor”.

Yatağan Termik Santrali etkileşim sahasında bulunan Turgut Köyü’nün zeytinlik alanlarındaki 93 parselin kamulaştırılma görüşmeleri muhtarlıkta askıya çıkarak, söz konusu parseller kömür havzasında kaldığı için  istimlak edilmek isteniyor. Vatandaş ” ya satarsınız ya da acele kamulaştırma ile elinizden alınır” şeklinde bir durumla karşı karşıya. Edinilen bilgilere göre, santral firması kişiler bazında pazarlıklar yapmaya başlamış ve bir iki parseli satın alarak hızla zeytin ağaçlarını keserek kaldırmış, müze müdürlüğü eşliğinde  kazılara başlandı.

Yatağan Termik Santrali’nin insan sağlığını tehdit eden etkilerini yıllardır yaşayan ve 2013 yılında bitişik köy olan Yeşilbağcıların akibetini bilen köy halkı  çözüm arayışı içinde,  Turgut Yardımlaşma Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği çatısı altında,  köylerinde yaşam haklarını savunmaya karar verdiler. Bu amaçla 19 Mayıs’ta saat 11.00’de “Kömür Öldürür” “Turgut Mahallemizde ve Çevre Köylerde Yapılacak İstimlaka Hayır” diyerek, bilgilendirme toplantısı düzenliyorlar. Etkinliğe, Aydın Çevre Platformu (AYÇEP), Ege ÇEvre Platformu (EGEÇEP),  Muğla Çevre Platformu(MUÇEP),TEMA destek verirken, Prof. Dr. Ali Osman Karababa da sağlık uzmanı olarak katılımcıları kömürün etkileri üzerine bilgilendirecek.

Derneğin, Muğla Çevre Platformu(MUÇEP) ile ortaklaşa çabalarıyla yapılan çalışmalar sonucu Yatağan Termik Santrali ruhsat alanlarının bir kısmı tespit edilmiş ve ilginç bir tablo ile karşılaşılmıştır.

2013 YILI SAYIŞTAY RAPORUNA GÖRE;

İR:7200 ve İR:64436 no.lu sahalarda yaklaşık 24 milyon ton rezerv bulunmaktadır. Yani mevcut üretim programına göre termik santralin 7 yıllık yakıt ihtiyacını karşılayacak kömür varlığından bahsetmek mümkündür. Eskihisar kömür sahasının halen dekapaj ve kömür üretiminin devam ettiği bölümde 01.01.2013 tarihi itibariyle 5 milyon ton kömür rezervi bulunduğundan ortalama çalışma kapasitesine göre bu kömür varlığı, Yatağan termik santralinin maksimum iki yıl süre ile ihtiyacını karşılayacak seviyededir. Eskihisar sahasından yapılan üretimin devam etmesi ve buna bağlı olarak termik santralin yakıtsız kalmaması, yukarıda belirtilen sorunların giderilmesine bağlıdır.

Zira Müessese merkezinde Yatağan Termik Santralını besleyen Eskihisar Açık Ocağında üretimin planlanan miktarda arttırılamamasının en önemli sebebi, ocağın ilerleme yönündeki Turgut Beldesi sınırları içindeki zeytinlik alanların mevcudiyetidir.

 Aynı durum Yeniköy Linyitleri İşletmesi Müdürlüğünün üretim faaliyetinde bulunacağı Bağdamlar Köyü mevkiinde bulunan saha için de söz konusudur.

26.01.1939 tarih ve 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun‟un 28.02.1995 tarih ve 4086 Sayılı Kanunla değişik 17 nci maddesi hükmüne istinaden hazırlanan ve 3 Nisan 1996 tarih ve 22600 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik”in 23‟üncü maddesi”nde” 3 Nisan 2012 tarih ve 28253 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelikde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”le değişiklik yapılmıştır.

Bu değişiklik kapsamında 23‟üncü madde:

“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal işletmelerin yapımı ve işletilmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı‟nın iznine bağlıdır. Ancak; alternatif alan bulunmaması ve Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED)‟na uygun olması, bitkilerin vegetatif ve generatif gelişimine zarar vermeyeceği Bakanlık araştırma enstitüleri veya üniversiteler tarafından belirlenmesi durumunda;

  1. a) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları,
  2. b) Bakanlıklarca “kamu yararı kararı” alınmış plan ve yatırımlar,
  3. c) Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri,

ç) İlgili Bakanlıkça “kamu yararı kararı” alınmış madencilik faaliyetleri petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,

  1. d) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,

 için, yukarıda belirtilen faaliyetlerde bulunmak isteyenler; ilgili Bakanlıkların onaylı belgeleri ile mahallin en büyük mülki amirine başvurur. Müracaat sahibi, çevrede oluşabilecek ÇED raporu ile belirlenmiş zararları önleyecek tedbirleri almak koşulu ve dikim normlarına uygun, eşdeğer büyüklükte İl/İlçe Müdürlüğünce uygun görülecek alanda zeytin bahçesi tesis eder.Olumsuz cevap, başvuru sahibine yazı ile tebliğ edilir. İzin alınmaksızın yapılan faaliyetlerin yürütülmesi yetkililerce men edilerek, umumi hükümlere göre kanuni takibat yapılır. Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır.” biçiminde değiştirilmiştir.

 Bu değişiklik kapsamında Müessese Müdürlüğünce Muğla Valiliğine müracaatla, dikim normlarına uygun, eşdeğer büyüklükte Tarım il-ilçe Müdürlüğünce uygun görülecek alanda zeytin bahçesi tesis edeceği talebiyle, mevcut sahalarda madencilik faaliyetlerine müsade edilmesini istemesine rağmen, Valilikçe “Bakanlıkça kamu yararı kararı alınması, alternatif alanın bulunmadığının belirtilmesi, faaliyetin çevredeki zeytin ağaçlarının vegetatif(kök, gövde ve yaprak) ve generatif(üreme) gelişimine zarar vermeyeceği belirtilen, Bakanlık Araştırma Enstitüleri veya Üniversiteler tarafından hazırlanmış raporun hazırlanarak mahallin en büyük mülki amirine baĢvurulması gerektiği ” müesseseye bildirilmiştir. Ayrıca Yönetmeliğin yukarıya alınan son bendinde ise bu madde kapsamında Valiliklerce verilen kararlara itirazların, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu doğrultuda müesseseye ait ruhsat sahalarında üretime geçilebilmesi ve Tarım İl Müdürlüğü‟ne “görüş” verilebilmesi amacıyla Üniversite öğretim elemanlarından oluşan bir proje grubu ile TKĠ Genel Müdürlüğü arasında 13.06.2012 tarihinde sözleşme imzalanarak çalışmalara başlanmıştır.

Yapılan çalışmalar neticesinde Proje grubu, GELİ üretim sahalarının çalışma alanı yakınındaki zeytin ağaçlarının kök ve gövde gelişimine olumsuz etkilediğine dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı Şeklindeki tespitini rapor haline getirerek Kurum‟a sunmuştur.

Bu gelişme üzerine müessese yönetimi bu bölgeyle ilgili ihale hazırlıklarına başlayarak Eskihisar Batı şevleri Panosunda ilk etapta 4,8 milyon m3 inceltme dekapajı işinin ihalesini yapmış, ihaleyi alan firma ile 03.07.2012 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.

Sayıştay raporundan da anlaşılacağı gibi zeytinlik alanların tahribatı için işletme ve Üniversite arasında bilimsellik açısından soru işareti taşıtyan bir rapor hazırlanıp işler yürütülmeye çalışılmaktadır.

Konunun bir başka boyutu da bu kömür ruhsat alanlarının  kapsadığı alanın kamuoyuna açık olarak sunulmamasıdır.Ruhsat alanı birçok köyün kalkmasını sağlayacaktır.

Yatağan Termik Santrali 20.11.1982 yılında devreye girerken 30 yıllık teknolojik ömür biçiliyor.1984 yılında yani santral iki yıllıkken Yatağan Orman işletme Müdürlüğü 17.9.1984 tarih,08.AS.2./21-4431 sayılı yazı ile İ.Ü.Orman Fakültesinden kızılçamlardaki kurumayı araştırmasını istemiştir.Raporun sonucu Yatağan Termik santralinin çevre tehdidi oluşturduğunu belgelemiştir.

Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü araştırmaları [6]. Yatağan’ın 50 köyünden 34’ünde radyasyon miktarının insan sağlığının kabul edebileceği sınırların çok üzerinde olduğu belirlenmiştir. Küllerin atıldığı bölgelerde ki yeraltı suları ise normalden 19 kat daha fazla radyasyon içermektedir. Son yıllarda üzeri toprakla örtülen ve ağaçlandırılmaya çalışılan kül dağlarının sulanarak ıslatılmasıyla, bir açıdan iyileşme sağlandıysa da, bu kez de küllerin içinde bulunan çeşitli zararlı maddelerin yeraltı sularına karışarak besin zinciri yoluyla hayvan ve insanlara zarar vermesi tehlikesi baş göstermiştir.

Turgut köyü ve Milas bölgesi arkeolojik olarak da çok zengin bir alandır.Bu nedenle de sözkonusu ruhsat alanlarındaki kurtarma kazıları arkeolojik kurallara uygun olarak yapılması gerekmektedir.Oysa ki sayıştay raporunda da belirtildiği gibi santralin yakıta olan gereksinimi 2013 yılında bir köyü tamamen kaldıracak boyuttadır.

Sonuç olarak incelememize göre bölgedeki santrallerin sahip olduğu maden ruhsatlarından etkilenen köylerin dağılımı şu şekildedir .Tüm bu köyler başlarına gelecekten habersiz komşu köylerin boşaltılmasını  izleyecekler.Bu konunun açıklığa kavuşması için bu santral alanlarındaki köylülerin geleceğini görmesini ve söz haklarının olmasını istiyoruz.Turgut, Yeşilbağcılar’daki insanlar gibi yalnız kalmamalıdır. Desteklerinizi bekliyoruz.

MUÇEP

 

Paylaş